Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat


Boşanmada davalarında eşlerin en merak ettiği konulardan biri de, kusurlu olan eşten tazminat alıp almayacağı ile bu tazminatların miktarının ne olacağı konusudur. Öncelikle tazminatın tanımını yapacak olursak tazminat; hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak sorumlu tarafından zarar görene ödenen veya mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen parasal veya bir değer veya edimdir.

Eşlerin boşanması durumunda Türk Medeni Kanunu'nda belirtilen şartların olması halinde birbirlerinden maddi veya manevi tazminat talep etme hakları vardır.

Türk Medeni Kanunu’nun 174. Maddesi ile düzenlenen hüküm şu şekildedir:

TMK Madde 174

"Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."

Görüleceği üzere kanun maddesi uyarınca boşanma davasında talep edilecek maddi tazminat ile manevi tazminat şartları birbirinden farklılıklar göstermektedir. Aşağıda Türk Medeni Kanunu’nun 174. Maddesi kapsamında boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat genel hatları ile anlatılacaktır.

BOŞANMA DAVASINDA MADDİ TAZMİNAT

BOŞANMA DAVASINDA MADDİ TAZMİNATIN ŞARTLARI

Boşanma davasında maddi tazminat, Türk Medeni Kanunu 174. Maddesi 1. fıkrasında özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre boşanmanda maddi tazminatın şartları şu şekildedir.

  • Maddi tazminata hükmedilebilmesinin ilk şartı boşanmanın gerçekleşmiş olmasıdır. Başka bir deyişle, mahkeme, tarafların boşanmasına karar vermez ise maddi tazminatın ödenmesi yönünde karar verilemez. Zira maddi tazminat, boşanma sonucunda zedelenen menfaatler nedeniyle eşlerden birinin uğradığı zararın giderilmesi amacına hizmet etmektedir.
  • Maddi tazminat talep edilmiş olmalıdır. Medeni Kanun düzenlemelerimiz gereğince Türk Hukukunda hakim, velayet ve iştirak nafakası konularında resen yani talep olmasa dahi karar vermeye yetkili iken, maddi ve manevi tazminat konusunda tarafların talebi ile bağlıdır. Bu nedenle hakimin boşanma davası sonucunda maddi tazminata hükmedebilmesi için usul hukukumuzdaki taleple bağlılık ilkesi uyarınca tarafların talepte bulunması şarttır. Ayrıca yine bu kural gereği hakim, tarafların talep ettiği tazminat tutarını aşan bir miktarda tazminata da hükmedemez. Bu nedenle tazminat talebi ve miktarlarının belirlenmesi hususunda boşanma davalarında uzman bir avukat tarafından yardım alınması faydalı olacaktır. Aksi halde telafisi mümkün olmayan zararlar ve hak kayıpları yaşamanız muhtemeldir.
  • Maddi tazminat talebinde bulunan eş, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz veya diğer eşten daha az kusurlu durumda olmalıdır. Diğer bir deyişle, kendisinden maddi tazminat talep edilen eş, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmalıdır. Kanun maddesi açıkça “kusursuz veya daha az kusurlu taraf”  şeklinde düzenleme yaptığından uygulamada tarafların eşit kusurlu bulunması durumunda tazminata hükmedilmemektedir.
  • Boşanma, maddi tazminat talebinde bulunan eşin mevcut veya muhtemel menfaatlerinde zarara sebebiyet vermiş olmalıdır. Yukarıda da açıkladığımız üzere tazminatın en önemli şartı bir zararın mevcudiyetidir. Boşanmada maddi zararın konusunu oluşturan mevcut menfaatler ile kast edilen, bu evlilik birliğinin taraflara sağladığı yararlardır. Örnek vermek gerekirse; diğer eşin de evlilik birliği giderlerine katılması, diğer eşin özel sağlık sigortası bulunması, ortak sıfatı ile birlikte ticari iş yapan eşlerin ortaklık sıfatının son bulması... vb. sayılabilir. Kanun maddesinin devamında belirtilen  “muhtemel menfaat” ile kast edilmek istenen ise boşanma olmasaydı, yani evlilik sürse idi elde edilecek olan maddi yararlardır. Boşanma sebebi ile kaybedilecek olan miras hakkı muhtemel menfaate örnek olarak gösterilebilir.
  • Boşanma ile yukarıda belirtilen ekonomik zararlar arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Bir başka deyişle, yukarıda belirtilen zararlar boşanma nedeni ile ortaya çıkmış olmalıdır. Bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunan eş, zararını ve bu zararın boşanma nedeni ile ortaya çıktığını kanıtlamakla mükelleftir.
  • Maddi tazminat, kanuni düzenlemelerimiz gereğince boşanma davasında talep edilebileceği gibi ayrı bir tazminat davası açılarak da talep edilebilir. Ancak burada önemle belirtmek isteriz ki, ayrı bir dava ile tazminat talebi 1 yıllık zamanaşımına tabi olup, bu sürenin dikkate alınması gerekmektedir. Tazminat davasının en geç boşanma davasında verilen boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerekmektedir aksi halde dava zamanaşımına uğrar ve bir daha açılamaz.

BOŞANMA DAVASINDA MADDİ TAZMİNAT MİKTARI BELİRLENMESİ

Öncelikle belirtmek isteriz ki, tazminatın iki şekilde belirlenmesi mümkündür. Hakim, tazminatın ayni tazminat olarak yahut irad şeklinde ödemesine karar verilebilir. Ayni tazminat olarak belirlenme halinde kusurlu olan eşin, talepte bulunan eşe mal varlığı devri yapması gerekmektedir. Örneğin sahip olunan arazinin yahut da fabrikanın maddi tazminata karşılık gelmek üzere devrine karar verilir. İrat şeklinde tazminat ödemesi ise her birimizin bildiği peşin/durumun gereklerine göre taksitli para ödemesi şeklinde yapılmasına karar verilen tazminat ödeme türüdür. Hakim kararda miktarı, ödeme süresini ve ödeme şeklini (peşin/taksitli) açık bir şekilde belirtmektedir.

Maddi tazminat miktarının belirlenmesindeki kriterlerin başlıcaları şunlardır: evliliğin süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, tarafların kusur durumu, zedelenen menfaatlerin durumu, tarafların mevcut ve beklenen menfaatleri belirlenirken evlilik süreleri, tazminat ödeyecek tarafın boşanma tarihi itibari ile ödeme gücünün bulunup bulunmadığı, tarafın talep ettiği tazminat miktarı. Belirtmek isteriz ki, tazminatın zararın tamamını karşılama zorunluluğu da bulunmamaktadır. Hakime tazminatın miktarının belirlenmesi hususunda geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır.

MADDİ TAZMİNAT HAKKI ORTADAN KALDIRILIP/KALDIRILAMAYACAĞI

Yukarıda bahsettiğimiz üzere maddi tazminatın irad şeklinde ödenmesine karar verilen durumlarda talep eden eşin maddi tazminat hakkı aşağıdaki durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde mahkeme kararı ile kaldırabilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

- Eşin vefatı,
- Eşin evlenmeksizin fiilen başkasıyla evli hayatı yaşaması,
- Eşin haysiyetsiz hayat sürmesi,
- Eşin yoksulluğunun ortadan kalkması

BOŞANMA DAVASINDA MANEVİ TAZMİNAT

BOŞANMA DAVASINDA MANEVİ TAZMİNATIN ŞARTLARI 

Boşanma davasında manevi tazminat, Türk Medeni Kanunu 174. Maddesi 2. fıkrasında özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre boşanmanda manevi tazminatın şartları şu şekildedir.

  • Manevi tazminata hükmedilebilmesinin ilk şartı boşanmanın gerçekleşmiş olmasıdır. Başka bir deyişle, mahkeme, tarafların boşanmasına karar vermez ise manevi tazminatın ödenmesi yönünde karar verilemez. Zira manevi tazminat, boşanma sonucunda kişilik hakları ihlal edilen eşin zararının giderilmesi amacına hizmet etmektedir.
  • Manevi tazminat talep edilmiş olmalıdır. Medeni Kanun düzenlemelerimiz gereğince Türk Hukukunda hakim, velayet ve iştirak nafakası konularında resen yani talep olmasa dahi karar vermeye yetkili iken, maddi ve manevi tazminat konusunda tarafların talebi ile bağlıdır. Bu nedenle hakimin boşanma davası sonucunda manevi tazminata hükmedebilmesi için usul hukukumuzdaki taleple bağlılık ilkesi uyarınca tarafların talepte bulunması şarttır. Ayrıca yine bu kural gereği hakim, tarafların talep ettiği tazminat tutarını aşan bir miktarda tazminata da hükmedemez. Bu nedenle tazminat talebi ve miktarlarının belirlenmesi hususunda boşanma davalarında uzman bir avukat tarafından yardım alınması faydalı olacaktır. Aksi halde telafisi mümkün olmayan zararlar ve hak kayıpları yaşamanız muhtemeldir.
  • Manevi tazminat talebinde bulunan eş, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz veya diğer eşten daha az kusurlu durumda olmalıdır. Diğer bir deyişle, kendisinden manevi tazminat talep edilen eş, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmalıdır. Kanun maddesi açıkça “kusursuz veya daha az kusurlu taraf”  şeklinde düzenleme yaptığından uygulamada tarafların eşit kusurlu bulunması durumunda tazminata hükmedilmemektedir.
  • Boşanma, manevi tazminat talebinde bulunan eşin kişilik hakları zedelenmiş olmalıdır. Yukarıda da açıkladığımız üzere tazminatın en önemli şartı bir zararın mevcudiyetidir. Boşanmada manevi zararın konusunu eşin kişilik haklarının ihlali oluşturur. Buna göre, boşanmada manevi tazminatın konusunu oluşturan manevi zarar, taraflardan birinin boşanmaya sebep olan olaylar neticesinde duyduğu ızdırap, elem, keder, yaşama sevincinin azalması gibi olumsuz duygusal ve/veya fiziksel acılar ile ruhsal yıpranmalardır. Yargıtay tarafından eşin sadakatsiz eylemleri, c,nsel münasebette bulunmama, ekonomik – fiziksel – psikolojik şiddette bulunmak, aşağılama, hakarette bulunma, aile birliğine, eşe ve çocuklara karşı ilgisiz davranılması kişilik haklarının ihlali olarak kabul edilmektedir.
  • Boşanma ile yukarıda belirtilen kişilik hakkı ihlali arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu nedenle kişilik hakkı zarar gören taraf, buna neden olan olguyu (aldatma, şiddet, hakaret.. vb.) kanıtlamakla mükelleftir.
  • Manevi tazminat, kanuni düzenlemelerimiz gereğince boşanma davasında talep edilebileceği gibi ayrı bir tazminat davası açılarak da talep edilebilir. Ancak burada önemle belirtmek isteriz ki, ayrı bir dava ile tazminat talebi 1 yıllık zamanaşımına tabi olup, bu sürenin dikkate alınması gerekmektedir. Tazminat davasının en geç boşanma davasında verilen boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerekmektedir aksi halde dava zamanaşımına uğrar ve bir daha açılamaz.

BOŞANMA DAVASINDA MANEVİ TAZMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ

 Manevi tazminat, maddi tazminattan farklı olarak, tek seferde ve toplu olarak ödenebilir. Dönemsel olarak ya da taksitle ödeme söz konusu olamaz. Miras ile devredilemez. Zira, manevi tazminatta amaç zarara uğramış olan manevi değerlerin bir nebze de olsa giderilmesi, onarılmasıdır. Bu manevi değerlerdeki onarımın o anlık yapılması hayatın olağan akışına da uygun olduğundan taksitle ödenmesi mümkün olmayacaktır.

Manevi tazminatın miktarı ise, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, ağırlığı, tarafların kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve talep edenin talep ettiği miktar dikkate alınarak hakim tarafından belirlenmektedir. Hakim, talepten fazlasına karar veremez. Manevi tazminat miktarı hukumuzdaki yasal düzenleme gereği hakimin takdirine bırakıldığından kesin bir miktar söylememiz mümkün olmayacaktır. Her dava dosyasındaki eşlerin kusur durumu ve boşanmaya neden olan olaylar farklılık göstereceği için hükmedilecek manevi tazminat miktarı da dosyaya göre farklılık gösterecektir.

Bu nedenle tazminat talebi ve miktarlarının belirlenmesi hususunda boşanma davalarında uzman bir avukat tarafından yardım alınması faydalı olacaktır. Aksi halde telafisi mümkün olmayan zararlar ve hak kayıpları yaşamanız muhtemeldir.

 ZİNA SEBEBİ İLE 3. KİŞİDEN MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNULUP/BULUNULAMAYACAĞI

Uygulamada en tartışmalı konulardan biri de aldatılan eşin zina sebebi ile üçüncü kişiden manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı konusudur. Yargıtay tarafından bu konuda görüş ayrılıkları bulunsa da, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu 06.07.2018 tarihli kararında, zina eylemine katılan üçüncü kişinin davacı eşin manevi zararlarından sorumlu tutulamayacağına hükmederek yargı kararlarındaki ayrık uygulamaya son vermiştir. Dolayısıyla zina sebebiyle boşanmada üçüncü kişiye karşı manevi tazminat talebinin ileri sürülmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır.