Terk sebebiyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 164. Maddesinde düzenlenen özel bir boşanma sebebidir. Terk genel bir ifade ile evlilik birliği devam ederken eşin, müşterek konuttan ayrılmasıdır. Bu doğrultuda terk olgusundan bahsedebilmek için fiili bir ayrılık olması gerekmektedir. Müşterek konut içerisinde, ayrı odalarda yatma, küsmek, konuşmamak veya cinsel ilişkiye girmekten kaçınmak v.b durumlar terk kapsamında değerlendirilmez. Yasal Mevzuat ve Yargıtay İçtihatları birlikte değerlendirildiğinde terk sebebinin mutlak bir boşanma sebebi olduğu açıktır. Bu doğrultuda terk sebebiyle boşanma davası açılması halinde hakim ortak hayatının diğer eş için çekilmez bir hal alıp almadığını değerlendirmez. Hakim, salt terk olgusunun varlığını değerlendirerek dosyayı karara bağlar.
Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için birtakım şartların mevcut olması gerekmektedir.
TERK SEBİYLE BOŞANMA DAVASININ ŞARTLARI
I. ORTAK HAYATA SON VERİLMESİ
Eşler, evlenmekle birlikte aynı zamanda aynı çat altında hayatlarını birleştirmiş olurlar. Eşler aynı çatı altında yaşamaya devam ettiği sürece araları ne kadar kötü olursa olsun, evlilikleri çekilmez bir hal almış olsa dahi ortak yaşam sona ermiş sayılmaz. Bu doğrultuda terk fiili gerçekleşmiş sayılmaz. Genelde terk fiili eşlerden birinin müşterek konutu bırakarak başka bir yere yerleşmesi ve tekrar ortak konuta dönememesi veya diğer eş tarafından ortak konuta kabul edilmemesi şeklinde olmaktadır.
II. EVLİLİK BİRLİĞİNİN YÜKLEDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEME GAYESİNİN OLMASI
Evlenen eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olmaktadır. Taraflar, evlilik birliği taraflara hem çeşitli yükümlülükler yüklemektedir hem de birtakım haklar tanımaktadır. Evlilik bir sözleşmedir bu doğrultuda taraflar evlilik birliği devam ettiği süre üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme taahhüdünde bulunurlar. Evliliği ayakta tutmak için taraflar karşılıklı olarak fedakarlık yapmalı ve özveride bulunmalıdır. Her aile yapısında evliliğin taraflara düşen yükümlülük farklılık göstermektedir. Bu nedenle yükümlülükler konusunda değerlendirme yapılırken ailenin sosyal, ekonomik ve kültürel durumları v.s. nedenler göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak bu yükümlülüklere kısaca örnek vermek gerekirse; birlikte yaşama ve yardımlaşma yükümlülüğü, evlilik birliğinin giderlerine katılma yükümlülüğü, eşlerin birbirine sadık kalma yükümlülüğü, çocuklara bakma ve yetiştirme yükümlülüğü örnek verilebilir.
III. TERKİN HAKLI BİR SEBEBE DAYANMAMASI
Terk sebebine dayanarak boşanma davasının açılmamasının bir diğer şart ise terk eden eşin haksız olmasıdır. Bu şart ek bir koşul olmayı alternatif bir koşuldur. Yani yükümlülük ihlali olmaksızın eşlerden birinin müşterek konuttan ayrılıp sonradan müşterek konuta dönmemesi terk fiilinin oluşması için yeterlidir. Eğer eş, ortak konuttan ayrılmak için haklı ve mantıklı bir sebebinin olması halinde diğer eş terk sebebiyle boşanma davası açamayacaktır. Amaç müşterek hayata son verme olsa dahi, eğer terk haklı bir nedene dayanıyorsa diğer eşin dava açma hakkı bulunmamaktadır. Koşulları bulunması halinde özel boşanma sebeplerine veya genel boşanma sebebine dayanarak dava açma hakkı saklıdır. Eğer haklı bir sebep yüzünde terk fiili gerçekleşmiş ise davayı açan eşin davası reddedilecektir. Somut olayların hukuki açıdan değerlendirilmesi ve hak kayıplarına uğramamanız için alanında uzman bir boşanma avukatından destek almanızı öneririz.
IV.TERKİN EN AZ 6 AY SÜRMÜŞ OLMASI
Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için yukarıda belirtmiş olduğumuz şartların gerçekleşmiş olması yeterli değildir. Yani bu ayrı yaşamın bir süredir devam ediyor olması gerekmektedir. Türk Medeni Kanun’unun 164. Maddesinde, terk fiilinden sonra ortak konuta davet edebilmek için geçmesi gereken sürenin 4 ay olduğu, ihtardan sonra dava hakkı doğması için 2 ay sonuç alınamamış olması gerektiği düzenlenmiştir. Yani terk durumunda ayrılığın en az 6 ay ve kesintisiz olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu 6 aylık süre içerisinde eşler tekrar bir araya gelip bir süre sonra tekrar ayrılık yaşanması durumunda kesintisizlik gerçekleşmiş olmayacaktır.
TERK İHTARI
Terk ihtarını, evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla eşini terk eden ya da haklı bir sebep olmamasına rağmen ortak konuta dönmeyen eşe diğer eş tarafından mahkeme veya noter aracılığıyla yapılan son bir çağrı olarak nitelendirilebilir. Bu ihtar ile terk edilen eş, evliliğini kurtarabilmek için gösterebileceği son çabadır. Bu ihtar ile terk eden eşe bu ayrılığın ne gibi sonuçlar doğurabileceği hatırlatılır. Hak kayıpları ile karşılaşmamanız için ihtarın içeriği hukuki açıdan eksiksiz bir şekilde hazırlanması gerekmektedir. Aksi halde hak kayıpları ile karşılaşılabilmesi muhtemeldir. Bu nedenle alanında profesyonel boşanma avukatından destek alınmasında fayda vardır.
TERK SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASINDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
Maddi ve manevi tazminat somut olayın durumun özelliklerine, tarafların ekonomik durumuna göre değişkenlik gösterecektir. Maddi ve manevi tazminat konusundaki makalemizi okuyarak detaylı bilgi edinebilirsiniz.
SÜREÇ HAKKINDA AVUKAT VE DANIŞMANLIK
Yukarıda yer alan yazımızda belirtmiş olduğumuz üzere; gerek dava şartları, terk ihtarının süresinde keşide edilmesi davanın süresinde açılması bakımından gerekse de davanın sağlıklı bir şekilde hak kayıplarına uğranılmadan sonuçlandırılması bakımından profesyonel bir boşanma avukatından yardım alınması oldukça önemlidir. Bu tip boşanma davalarının sonucu niteliğinde olan velayet, maddi ve manevi tazminat ve mal rejimleri bakımından uzman boşanma avukatı ile çalışmakta fayda olduğunu belirtmek isteriz. Detaylı bilgi için web sitemizde yer alan iletişim kanalları ile hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.